AHH ÜNİVERSİTE ARKADAŞLARIM VE HATIRALAR

10.08.2010


Bazen her şey sararıp solar ama biz her zaman RENGAREK

Şu an sertap erener'in rengarenk şarkısını dinliyor ve sözlerinin ne kadar güzel olduğunu duyuyorum. İşte onunda dediği gibi bazen işten, bazen sorunlardan bazen dış ve iç etkenlerden dolayı sararıp zaman zamanda soluyoruz. Bu solmaların sonunda ise her zaman bir mutluluk ile karşılaşıyoruz. Her kişi ve her olaya göre değişsede bu mutluluk sonuç itibarı ile yüzümüz gülüyor değil mi?

Benim için ise bu mutluluk izine çıkmak ile başladı ve 2002 den beri görmediğim üniversite arkadaşım ve dostum Ayşe'ciğim le buluşunca kat kat arttı. Evet bildiğiniz gibi izmir'e gitmiştik, izmir e gidilirde orada ki uzun zamandır görmediğim arkadaşlar aranmadan olur mu? Elime telefonu aldım önce ayşeciğimi arayıverdim. O da o kadar sevindiki hemen buluşalım dedik ve evine gitmeye karar verdik. İşte arkadaşımın evindeyiz. Bizi o kadar iyi karşıladı ve o kadar çok yemek çeşidi ile karnımızı bir güzel doyuruverdi. Masaya bakarmısınız çeşit çeşit. Ellerine sağlık gülüm benim.

Üniversite buyunca çok güzel günlerimiz oldu ve o günleri andık bir bir. Ne kadar özlemişiz birbirimizi ve ne kadar çok hayatlarımız değişmiş. İkimizinde ulaşabildiği arkadaşların şimdilerde nerede ve ne yaptıklarını konuştuk ve öğrendik.Eski günleri yad ettik.(neler yaşanmış o yıllarda tek tek olaylara güldük hüzünlendik) Herkez bir tarafa dağılmış ama ben yinede çoğunla bağımı koparmadım. Çünkü ben arkadaşlıkların kopmasını hiç istemiyorum fakat malesef bazen yaşam şartları yüzünden arkadaşlar ile bağlarımızı koparmak (değilde biraz ara vermek diyelim) zorunda kalıyoruz. Ama sonunda bir gün yinede uzaktan bir ses bile duysa insan çok seviniyor. İşte ayşe ile benim buluşmamız gibi.

Hiç değişmemiş, aynen bıraktığım gün gibi. Hep konuşkan ve güler yüzlü. Allah her taim bu şekilde mutlu olmak nasip etsin seni canım benim....Seni çok özlemişim. Bu çok iyi geldi bana. Tez zamanda kocacığınla bize bekliyoruzzzzzz.

Bu arada izmir de bulunan diğer arkadaşlarımı unuttum sanmayın. Bu yazıyı okursanızda kızmayın bana. 2 gün kaldığımız için sizleri arayamadım. Ama bir dahaki gelişimde sizleri arayacağım.

LUNAPARK VE İZMİR KORDONU

10.08.2010























İzmir'in lunaparkı ve o güzelim kordon boyundaki yeşil çimleri ...
evet evet işte ben ve ailem hepbirlikte oradayız.
Tabi ki sabah oldu ve izmir'i az da olsa gezme sırası bizde. İlk önce lunaparkla başladık çünkü önce oğlumun keyfi olacak tı amma velakin bizimki her şeyden korktuğu için binemedi ve ağladı. Bizde o nedenle fazla kalmadık orada. Sonrada ver elini kordona , güzel çimler üzerinde oturduk, oğlum kuşları koşturdu, denize taş attı, yani burada iyi eğlendi. Bizde sevindik ve rahatladık. Sonrada benim çok sevdiğim alışverişi yapmak için çarşıya girdik ve doyasıya gezdik. Benim için iyi olsada 3 erkek için pek iyi sayılmazdı. Kadın arkasından koşturmak.... hehehe
Bu arada ineklerimiz nasılllll


İZMİRDE DAYIMIZDA MANGAL SEFASI

09.08.2010









Bu ne sıcak böyle...
İzmir'e yaklaştıkça sıcak artıyor...
Öğleden sonra çıktığımız izmir'e yaklaştıkça hava dahada ısındığı için yanıyoruz.
Ramazan öncesi çıktığımız yıllık izinde 2 günlüğüne üniversitede okuyan kardeşimin yanına gidelim dedik. Akşam üzeri varabildik ancak. Tabiki karnımızda çok açıktı. Hemen mangallıkları almaya çıktık izmirin sokaklarına. Kardeşim İzmir-buca da okuduğu için buca sokaklarında hem gezinti yaptık hemde alışverişimizi. Eve gelir gelmez de dayımız mangalı yaktı başladık dumanları tütetmeye. Son mangalları yaparken biraz komşulardan laf yesekte hemen evin içine kaçıverdik. Sonra enfes bir sofraya aç kurtlar gibi gömüldük. Tabi bu mangalın yanında rakı olmassa olmaz değil mi?
Oğlumda bu arada bir içeri bir dışarı koşturdu durdu. O biraz rahatsızlansa da , gezmek ve değişik yerler görmek onun hoşuna gitti.
En sonundana uykusuzluktan kaydı gitti....hava sıcak böyle çıplak yatılır dedi ve uyudu..


BALKONDA SU SEFASI

18.08.2010









Oğlumun balkonda su ile oynaması çok hoşuna gidiyor, bu sıcak havalarda dışarı çıkmaktansa orada oynaması benimde işime geliyor. Oraya çıkıyoruz başlıyoruz ıslanmaya, kıyafetlerler bir bir üstünden çıkıyor çünkü ıslatıyor. Ama o çok keyif alıyor bende kendi haline bırakıyorum. Balkon korkuluğu yüksek olduğu içinde içim rahat oluyor. Dilediğini yapıyor. Keyfe bakarmısınız ne kadar mutlu.



ÖRFENE VAKTİ

06.08.2010






Gelin kızımızın elindende çaylar






06.08.2010


Anneannemizin mahallesinde geçen haftalarda karşı komşumuzun oğlunun ( Tolga Kızar) evlenme düğünü vardı. Mahallemize yeni bir gelin geldi.( meryem hanım) Tabi bizim mahalle halkı çok şen şakrak olduğu ve buralarda ki adetleri yapmayı sevdiği için erkek tarafı olmamıza rağmen bile, gelin arabası damat evine gelirken mahallenin güzel hanımları ile aracın önüne barikat kuruverdik. Ben de eksik kalırmıyım, hem gelin almaya gittim hemde dönüşte aracın önüne duruverdim. Biraz pazarlıktan sonra bir tepsi baklava ve bir tane tavuk aldık.
İşte alınanları yeme vakti geldi. Tüm mahalle toplanıldı ve tavuktan bir plav yapıldı yanında da ayran, turşu ve tatlı.... Ardından da çaylar ve koyu bir muhabbet. Bizim mahalle böyle şenlikli bir yerdir işte. Çok seviyorum herkezi...
Hep böyle devam eder uzun yıllar boyunca.....




İKİ DELİKANLI BİR MEYDANDA

25.07.2010









Yazlık eve gittiğimizde kayınvalidemin kardeşlerininde orada evleri olduğu için ve onlarında çoçukları geldiği için hep birlikte olabiliyoruz. Bu hafta sonuda herkez oradaydı ve oğlumla yaşıt boğaç berke bey ile top oynamadan olurmu hiç. O sıcağın altında başladılar top koşturmaya. Maşallah ikiside büyüdülerde top oynarlarmış. Allah'ım ne kadar hızlı büyüyorlar...
Allah daha güzel günlerinide bizlere göstermek nasip etsin.



YAZLIK EV

25.07.2010







Babaannemiz ve dedemizin 2 senedir yazları gittikleri eve bu sene ilk gidişimiz. Gitmişkende bu anları fotoğraflamadan olurmu hiç. Ama keyfini hiç çıkaramadık, yine oğlumuz biraz ateşlendi. Artık iyice ne oluyor böyle demeye başladım valla. İkide bir hasta yapıyoruz oğlumu, her şeyine dikkat ediyoruz yinede oluyor. Aslında bana kalsa dikkat etmeyeceğim her mikrobu alsın diyorum ama gökay beye dinletemiyorum. işte bu şekilde mızıklaya mızıklaya geçirdik iki günü. Benim için dinlenme yerine eziyet oldu. Yinede havamız değişti. Böyle Çan dan kaçmak bazen iyi olacak herhelde.
Onlarda torunlarını özlemişler, doya doya sevdiler.