3 KIZ KARDEŞ



MELEHAT EKER


3 kız kardeşin en büyüğü


HANİFE EKER
3 kız kardeşin ortancası


SADİYE BULUT
3 kız kardeşin en küçüğü


KIRMIZILI BAYAN...


Kırmızılar içinde güzelliğine güzellik katılmış bir bayan...
Saçlar her davette olduğu gibi kuaför elinden çıkmış ve makyaj da her zamanki gibi sade şekilde yapılmış...
Güzel bayan çanakkale sosyetesinden çıkıp bazen bizim aramıza katılır ama her katıldığında güzelliği ve şıklığı ile konuşulur.
Bu güzel bayanın adı Nagihan KENAR, 3 Çoçuk annesi olamasına rağmen taş bebek gibidir... Ortanca teyzemin (hanife hanım) kızı, Derya Eker'in de görümcesidir.
Güzelliğin hiç eksilmesin........

İŞ ARKADAŞLARIM




Kaleseramik Çanakkale Kalebodur Seramik Sanayi A. Ş.'in iç piyasa sevkiyat bölümü çalışanları. Bu karelerde gördüğünüz öndeki beyaz gömlekli beyefendi Cahit Yıldırım, bu bölümüm sevkiyat müdürüdür. Ben Kaledekor bünyesinde sevkiyat yaptığım için, diğer arkadaşlar ile birlikte kordineli olarak çalışmaktayız. Bu neden ile gün içinde hep birlikteyiz.


Aslında benim iş arkadaşlarımın hepsi İstanbul da çalışmaktadırlar. Fakat onlarla sadece telefon ile görüşüp işlerimizi halletmekteyiz. Bizim genel merkez istanbul da olduğu için...

GÜNCÜLER ve OBURLAR








Bizim buralarda belli yaşlardaki ve kafa dengi kadınlar kendi aralarından bir o eve, bir bu eve geceleri yada gündüzleri gezerler, ziyaret ederler. Bu gezme esnasında da ev sahibesi tarafından ikram edilen o birbirinden güzel pasta, börek, kurabiye, salata ... vb gibi harika yiyeceklerden tabağında kalmayana kadar yerler. Tabi kalırsa ev sahibi tarafından beğenilmediği düşüleceğinden hepsi silip, süpürülür.
Söylemesi ayıp bizim günlerimizde herkez çok marifetli olduğundan önümüze sunulan tüm yiyecekler biter. Hatta bazen tabağı bile sıyırdığımız olmuştur.... :))
Yukarıda gördügünüz arkadaşlarım ile yaklaşık 4 senedir 15 günde bir,pazar akşamları toplanıp bir güzel hem sitresimizi atıyoruz hemde bol bol yiyoruz. Yinede gördüğünüz üzere herkez formunu korumaktadır. Biz bu gün olarak 7 silahşörüz. Silahşörlerden biri öğretmen olan Güzin Öztürk, ikincisi eşi fabrika çalışanlarından olan Şule Sarı, üçüncüsü yine eşi fabrika çalışanlarından olan Nagihan Emir, dördüncüsü fabrika çalışanı Nurcihan Alkan, beşincisi fabrika çalışanı Sevim Şahin, altıncısı yine fabrika çalışanı Arzu Eker ve son silahşörde ben...
Fotoğraflarda iki arakadaşımız yok ama, bir önceki yazıda(vedaaa) bulunmaktalar. Diğerleride baksanızya masadaki ve tabaklarındakilerini yemeye, tüketmeye çalışmaktalar.
Sizi gidi oburlar sizi...

Vedaaaaa





Fabrika çalışanlarımızdan olan Sevgi Bakırtaş'ın emekliliğe ayrılışı nedeni ile diğer fabrika çalışanları ile birlikte veda partisindeyiz.

Dedem ve Torunları

Huzurlu, gururlu, mutlu ve sonsuz sevgiyle kaplanmış bir tablo

Dedeciğim ve ikinci erkek torunu ile birlikte verdikleri güzel ve şirin bir poz. Daha öncede bahsettiğim üzere dedemin 5 evladı var. Bunlardan sadece biri erkek diğerleri kız. Bu kadar nüfustan ise iki erkek torunu var, yani kız torun fazlalığı var bizim sülalede. Fotodakide en küçük halanın ikinci çoçuğu ahmet kerem.
Baksaniz ya ikiside ne kadar mutlu ve keyifli gözüküyorlar. İnsanın yaşı ilerledikçe sevgiside çocuklarından sonra torunlarına geçiyor herhalde. Dedem bizleri o kadar çok severki, akıllarına düşelim hemen ararlar, kısa bir hal hatır sormadan sonra telefonu hemen kapatırlar. Biz bunu onların eski alışkanlıklarına ve paranın çok harcanmadığı zamanlarda yaşadıkları için fazla tutacak diye hemen kapatmalarına bağlıyoruz. Bizde torunları olarak dedem ve ninemizi çok seviyoruz. ''değilmi torunlar''

PİKNİK SEFASI


Şu soğan canavarına bir bakın.Eline almış soğanları biryandan kemiriyor dudaklarını buruşturarak, diğer yandan onlarla dans ediyor sanki...

Bu yakışıklı erkeğin adı Alperen Uraz TAŞÇI. Kendilerine ben hamile kalana kadar damadım diyordum ama karaböcüğümün erkek olduğunu öğrenince damatlık listesinden biraz uzaklaştı. Şimdide şu aşağıdaki şapkalı bayan asılıyor...


Güneşe doğru durmuş, tabi şapkası başında, tüm güzelliğini sergileyen güzel bayanda Meriç ŞAHİN. Piknik yerinin en güzel yerini ikisi kapmış, birbirlerine flört ediyorlar.Galiba erkeğimiz biraz utangaç, baksanızya annesini arar gibi...

Bu bayanlarda erkekler mangalı yapsında yiyelim diye bekleyenler...Hem kocalarını, hem bebişlerini bırakmışlar, kendi keyiflerine bakıyorlar. Yaşayın kızlar siz...


İSTANBUL GÜZELLERİ

Koyu bir FENERBAHÇELİ olan babadan olma evlatlarında gelecekte ne olacağı belli şimdiden...

Bu güzel kız ve yakışıklı erkek benim en küçük halamdan olan kuzenlerim. İsimleri Begüm ve Ahmet Kerem.

Ortada oturan beyefendi de istanbul diyarında yaşayan aslen Bolu'lu olan en küçük damadımız Birol Gülen...

Bu bayanda bahsettiğim en küçük halam Ayşe. Aslında hala da olamıyor çünkü benden 40 gün küçük. Açıkça söylemek gerekirse gelin kaynana aynı zamanlarda doğum yapmışlar. Bu neden ile biz ikiz gibi büyüdük. Annem hep söyler, babaannen seni zamanında kendi sütünden besledi der. Yani bir açıdan babaannem benim süt annemde olmuş oluyor.

Bu neden ile biz yazları babaanneme geldiğimiz zaman ikiz gibi olurduk. Ama küçükken evde ben torun olduğum için istediğim herşey olurdu. Ayşe de buna çok kızar sinirlenirdi. Size bir anımızı anlatayım.

''Geçmiş zamanlarda babaannemlerde öyle şimdiki gibi olanaklar ve güzellikler olmadığından mutfağında çanak ve kaşıklar çeşitli ve güzel değildi. Ama o kaşıkların içinde bir tanecik güzel kaşık vardı. Diğer büyük halamlar sofrayı hazırlarken bilmeden illaki o tek kaşığı sofraya koyarlardı. Tabiki yaramaz ben o kaşığı kimin elinde olursa olsun ağlayarak ''onu istiyorum'' diye yıkardım ortalığı. O kaşıkta hep Ayşe de olurdu. Ben ilk torun olduğum için de ninem ayşe den alır hemen bana verirdi. Ayşe de haklı olarak basardı yaygarayı. Seside iyidir, ortalığı ayağa kaldırırdı. Ama genede ben geri vermezdim, oda sonunda hep susardı. Bu gibi bir çok olayımız vardır. Ayşe, torun olduğum için hep istediğim olduğundan dolayı bana kızar dururdu. Aslında ne kadar haklı ama o zaman ki çoçuk aklı ...''

Büyüyünce böyle sorunlarla hiç uğraşmadık.İlkokulu ayrı yerlerde okuduk,ortaokulu ise 3 sene beraber bitirdik, lisede yine ayrıldık. Ben düz liseye,o meslek lisesinde okudu. Ama üniversiteye ben giderken dedem Ayşe'yi göndermedi. Açıkça söylemek gerekirse onun kafası benimkinden daha fazla çalışırdı ama kısmet...Daha sonrada bu yakışıklı damadı bulup evlendiler ve istanbul'a gittiler. Nur tanesi gibide iki evlatları oldu ve huzur içinde yaşıyorlar.


Sizi seviyoruz....